NEHCÜ'L BELAGADA İMAM ALİ'NİN SÖYLEDİĞİ 32. HUTBE

NEHCÜ'L BELAGADA İMAM ALİ'NİN SÖYLEDİĞİ 32. HUTBE

  • 02 Mayıs 2017, Salı

Ey insanlar! İnatçı ve kindar bir dönemde bulunmaktayız. Bu dönemde iyi ve temiz insan kötü sayılmakta, zalim zulmünü giderek arttırmaktadır.
Bildiklerimizden faydalanamıyoruz, bilmediklerimizi sormuyoruz, her yeri kuşatan ezici musibetlerden başımıza gelmedikçe korkmuyoruz.
bilinmelidir ki, İnsanlar dört kısımdır!
Bir kısmı kendisi güçsüz düşmedikçe, kılıcı körelmedikçe ve eli bomboş kalmadıkça yeryüzündeki kötülüklere karşı durmaz.
-Bir kısmı da, kılıcını çekmiş, kötülük ateşini alevlendirmiş, atlılarını ve yayalarını seferber etmiştir, halkın servetini yağmalamak, ordulara hükmetmek ve minbere çıkmak için kendisini satmış ve imanını kaybetmiştir.
Aşağılık dünyayı kendi kendinin değerinde görmen ve onu Allah katında sahip olduğun şey karşılığında alman ne kötü bir tutkudur.

Öteki kısım, din ameliyle dünyayı talep eder, dünya ameliyle dini istemez. Kendini sakin ve vakarlı gösterir, adımlarını yavaş ve birbirine yakın atar, cübbesinin eteğini takvayla toplar, kendisini doğru iş yapanlardan gösterir, Allah'ın kusurları örtüşünü günah işlemeye ve kötü işler yapmaya vesile kılar.

Dördüncüsü ise, kendi acizliği yüzünden güç elde edememiş olan kimsedir. Zavallılığı yüzünden zavallılığa alınmıştır, buna rağmen kendini kanaatkarlık görüntüsüyle bezer, zahitlik giysisiyle süslenir, oysa ne evde ne dışarıda ne kendi içinde ne de hayatta bu işin adamıdır.
Bu dönemde geriye kalan erlerse, dönecekleri yeri anarak gözlerini yumar ve mahşer korkusuyla gözyaşı dökerler. Bunlar toplum sahnesinden sürülmüş olanlardır. Kaygılı, kimsesiz, ağzı kilitli, suskun ve temiz davetçilerdir, yaslı ve acılıdırlar, dehşet ve katliam çağında takıyeyle kaybolmuşlardır, unutulup gitmişlerdir, zillet ve zavallılık onları kuşatmıştır.
Elem ve acı denizinde boğulur. Ağızları kapalı, gönülleri yaralıdır; öğüt vermekten bitkin düştüler, halkı bilinçlendirme uğrunda yoruldular, bitkindirler, yenildikçe azaldılar, öldürüldüler, sayıca azaldılar.

Öyleyse böylesi bir dünya sizlere deri tabaklayıcılarının boyamasını çıkardıkları ağaç posasından ve makaslanıp yere düşen yünden daha değersiz gelmelidir.
Gelecek kuşaklar sizin yaşadıklarınızdan ibret almadan, sizler daha öncekilerden ibret alın.
Bu yapışıp bırakmadığınız değersiz hayatı bırakın, özgürleşin zira o son derece değersiz ve kötüdür.
Nitekim o, sizden önce kendisine gönül bağlayıp aşk duyan dünya perestleri terk etti!