Dinin gereği nedir?
- 04 Ocak 2018, Perşembe
İslam ülkelerinde (53 ülke) din denince tek bir şey akla geliyor; Namaz… İbadetin yegane gayesi ve manası budur, denildi. Böyle öğretildi, böyle yaşandı. Namazın Türkçe karşılığı “dua” olduğunu kimse anlatmadı. Sadece şekil ve şölenin adına namaz ve ibadet denildi.
Dinin direğini de “namaz” yaptılar
“Namaz dinin direğidir” hadisini hemen yüzümüze tuttular.
Şunun altını hemen çizerek açıklamak istiyorum ki; namaz karşıtlığım yok. Samimi olarak namazı yaşayanların dualarını Hakk kabul eylesin. Bizler biliriz ki, “Allah’a giden yol alınan nefes sayısı kadardır. (M. Arabi, Lüb-ül Lüb) Elimden düşüremediğim, dikkatlice okuduğum; “R. İhsan Eliaçık, Bana Dinden Bahset” kitabından alıntılarla konuyu anlatacağım.
Namaz nedir? Kıyam, rükû, secdeden oluşur. Amenna…
Kur’an’da 123 yerde geçer; bunların 67 sinde “es - Salât” anlamındadır. Bu da; “Dua, iş ve değer üretmek” anlamına gelmektedir. “Nüsuk” ne anlama geldiği daha önce anlatmıştık.
“Namaz dinin direğidir” hadisini ele almak lazım.
1-Uydurulmuş hadis olduğunu ve böyle değerlendirildiğinin altını kalınca çizelim. (Bkz. Harun Ünal; Uydurma Hadisler, c.3, Miraç Yayy. İst. 2007)
2-Kur’an’da namaz için böyle bir ifade kullanılmamıştır.
3-Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in din ve ibadet anlayışına uymamaktır.
Şöyle ki:
Kur’an’da nüsuk – ibadet ayrımı vardır ve namaz ibadet değil; nüsuktur.
Bu açıdan dinin direği, Müslümanlara mahsus, yer ve zamanı belli, önceden belirlenmiş hareketlerden oluşan ve onu yapan herkesin öyle yapmak zorunda olduğu “nüsuk” üzerine değil; tüm insanlığa mahsus, yer ve zamanı belli olmayan, önceden belirlenmiş hareketlerden oluşmayan ve onu herkesin öyle yapmak durumunda olmadığı ve de “hayatın içinde faaliyet” şeklinde tezahür eden alan üzerine dikmek icap eder.
Aksi halde dinin direği yaşayan hayatın ortasında değil; hayatın nispeten durduğu ve dışarı da bırakıldığı mabede dikilmiş oluyor.
Bu da gerçek hayat dininin tarzı yani İslam’ın değildir.
4- Kur’an’ın “nüsuk - ibadet” ayrımına paralel olarak Hz. Peygamber’in de ibadeti böyle anladığını görüyoruz.
Hadisleri birlikte okuyalım:
&-“Mü’minin keremi (cömertliği, haysiyeti, şerefi, büyük iyilikleri) dinidir.
Mürüvveti (mertliği ve insanlığı) aklı, hasebi (asaleti) güzel ahlakıdır.” (Hakim, Beyhaki)
&-“Bedene kolay ve hafif gelen ibadeti size bildireyim mi? Sukütu tercih etmek ve güzel ahlak sahibi olmaktır.” (İbn Ebi’d – Dünya)
&-“Allah’ın Resulü’nun yanında idik. Temiz su istedi, elini suya daldırarak abdest aldı, biz de onu gözledik, hemen ardından sudan içmeye çalıştık. Allah Resulü:
-Bunu size yaptıran nedir?
-Allah Resulü’ne olan sevgimiz dedik.
Şöyle buyurdu:
“Eğer Allah ve resulü’ne sevginizi göstermek istiyorsanız emanete hıyanet etmeyin, konuştuğunuzda doğru söz söyleyin ve etrafınızdakilerle güzel komşuluk yapın.” (Tabarani)
&-“Biz Mesih Deccal’den konuşurken Allah resulü geldi. (Bırakın bunları da) “Size Deccal’den daha korkuncunu bildireyim mi? buyurdu. Biz de: Evet, bildir ey Allah’ın Resulü dedik.
Şunları söyledi:
“Gizli şirktir. O da, ibadet yapan adamın, başkası görüyor diye ibadetini gösteriş için süslemesi (uzatması) dır. (İbn-i Mace)
&- “Allah’ın Resulü ile birlikteydik. Yanında hayadan bahsedildi.
-Ey Allah Resulü haya dinden midir? Diye sorduk. Şöyle buyurdu: “Evet, hatta o dinin tamamıdır.” Devam etti “Haya, haramdan sakınmak ve dilini tutmaktır. İffet de imandandır. Cimrilik ve faydasız söz ise nifaktır.” (Taberani)
Evet! Bu örnekler çoğaltılabilir.
Bu rivayetler Kur’an’ın din, ibadet ve ahlak anlayışına tamamen uyuyor. Dini ve ibadeti hayatın içine sokuyor.
İbadet diye neye diyor? Dikkatli okuyunuz. Dinin özünü yani tamamını neden ibaret olduğunu mükemmel tanımlıyor. Bize düşen bunu çok iyi kavrayıp yaşamımıza geçirebilmektir.
Çünkü din budur.
-Gizli şirke yani riyaya dikkat çekiyor.
-Güzel ahlak ve dilini kötü sözlerden tutmak ibadettir, diyor.
-Haya, bırakın dinin direği olmayı dinin tamamıdır.
-Cömertliğimiz, haysiyet ve şerefli olmamız ve de bütün iyiliklerimiz dinimizdir.
-Mertliğimiz ve insanlığımız da, asaletimiz güzel ahlakımızdandır…
Demek ki peygamber sevgisini göstermenin yolu onun abdest suyunu içmek değil; sözümüzde durmak (ikrar), emanete riayet etmek ve güzel komşuluklardır…
Bunlar “hayatın içinde” ayağa diken direği dikmiş oluyor. Bunları yıkanın dini de yıkılmış oluyor.
Şu halde illa dine direk arayacaksak, Kur’an’da geçtiği gibi “emrolunduğu gibi dosdoğru / dürüst olmak (Hud, 112) ve adaleti ayağa dikmek (Hadid ,25) le olabilir.
Demek ki dinin direği doğruluk, dürüstlük ve adalettir.
Direk orta yere dikilir. Çünkü orası herkesin gelip geçtiği yerdir. Bu alan da herkesi ilgilendiren alandır. Bu da toplum için doğruluk, dürüstlük ve adalettir.
Din bu alan üzerinde yükselttiğinizde ayağa dikmiş olursunuz. Aksi halde namaz gibi sadece kılanı ilgilendiren, Müslümanları ilgilendiren camiye, mescide gidenlerin görebileceği bir yere dikip hayatın dışına itersiniz.
Başka bir deyişle de, dinin direği mabette nüsuk (namaz, oruç, abdest, hac gibi) ile değil, hayatın içinde ibadet (Güzel ahlak, doğruluk, dürüstlük, adalet, söz, vefa , mertlik, çömertlik, çalışma. Vs.) ile ayağa dikilir.
Böylelikle dinin direği hayatın içinde; meydanda, herkesin ilgili olduğu alanda olmuş olur.
Bu vasıflara sahip olan insanı tanımlarlarken “O söylüyorsa doğrudur” dedirtirken, sözünde dururken, sözü namus bilerek yaşarken, cömertliği şeref sayarken, aldattığı ve yalan söylediği asla görülmemişken, öksüzün başını okşarken, elinden, dilinden, belinden emin olunduğunda, çalışıp, üretip, yardımlaşırken, dayanışırken, paylaşırken, düşmüşün elini tutarken, mağduru kollarken, mazlum için gözünü kırpmadan belanın içine atılırken görecek..
O zaman insanlar sizin “farklı bir kimliğe” sahip olduğunuzu gördükleri an soracaklardır;
“Bunları sana ne yaptırıyor? Nasıl bende senin değerlerine sahip olabilirim?” işte o zaman göksünüzü gere gere diyeceksiniz ki; “Ben İslam’ım. İnancım yaptırıyor.”
Peygamberimizin sünneti budur.
Aksi halde “İbadet dinin direği” söyleminin anlamı olmayacaktır.
Demek ki dinin asıl anlamı; doğruluk, dürüstlük, ve adalet gibi doğrudan yaşam mecralarından akan davranışlar ile ayağa kalkabilir.
Dinin direği de budur.
Yoksa “Kıl beşi bitir işi” ciler yarın cennet kapısında nasıl “şok” geçireceklerini bilmelidirler.
Bu Gün Cem sohbetimizde cenaze Erkanlarının Tüm Alevi Kurumlarınca Türkçe ve Cemal Cemale Eda edileceğini ve Tüm kurumlarca alınan kararları anlatacağız.