Kur-an da Hz. Hızır ve Hızır orucu
- 14 Şubat 2018, Çarşamba
“Biz ona tarafımızdan bir Rahmet vermiş ve Nezdimizden (halimizden) Özel bir İlim Öğretmiştik”. (kehf 65)
“İşte Adı Filiz (yeşil) olan bir Adam. Ve O, durduğu yerden filizlenecek ve Rabbin Mabedini Yaptıracaktır”. (Tevrat Zekeriya 6/2)
Bu her iki Semavi kitabın Ayetleri, konu Hz. Hızır Arapça El hadır olarak’ta bilinen Kullardan bir kul, Nebilerden bir Nebi, Velilerden bir Veli. Arapça da El Hadır’dan gelir, Manası yeşil demektir.
Bir Hadiste “ona El hadır denilmiştir çünkü kuru bir yer üzerine oturduğunda altında otlar yeşerip dalgalanırdı” şeklinde ifade edilir.
Hz. Hızır-ı Anlatmak iki temel kaynaktan faydalanmak gerekir. Bu kaynaklar; başta Kur-an-ı kerim olmak üzere Semavi Kitaplarımız ve Hadislerdir.
Kur-anı Kerim: Hızır kıssası Kur-an da EL KEHF (mağara suresinde geçmektedir. Bu surede üç olay geçmektedir.
Ashab-ı Kehf Adıyla anılan Kişilerin Başlarından geçen. -1
Hz. Musa Ve Hz. Hızır’ın Kıssası. -2
Zül-Karneyn ve Ye-cüc Me-cüc olayı -3
Birinci olayda; bütün kalpleriyle kendilerini ALLAH İradesine teslim etmiş İnanan İnsanlar Üstünlüğünü görmek.
İkinci Olayda; Hz. Musa’nın karşısına Çıkarılmış Mürşit konumunda ki, kişi (Hızır a.s.) Vasıtasıyla; İlahi Takdirin Sırları’nın İnsanlar tarafından çözülemeyeceğini, bunun bir Sırrı İlahi olduğunu beyanı.
Üçüncü Olay da; Buna Rağmen kendini buna karşı koymaya çalışmaktan alıkoyamadığı noktaları mükemmel bir tarzda anlatılmıştır.
(Louis Massingnon)
Ayetlerde İsim vermeden “Kullardan Bir Kul” olarak geçmektedir.
O, Kulun Hz. Hızır olduğunu bildiren Hadis kitaplarıdır.
(Sahihu-l Buhari, Sahihu Müslim, Tirmizi, vs.)
Hızır Aleyhisselem, Hakkın Emri ile Ab-ı Hayat (suyu)içerek Ledün İlmi verilmiş Nebidir.
Ve Tüm Zamanlarda var olduğu gibi Hz. Musa ya da Mürşitlik etmiş, Ona Ledün İlmini vermiştir yani Allah onu Hz. Musa’yı Eğitmekle görevlendirmiştir.
Hz. Hızır Bir Velidir. Bir Erendir. Diğer bir bilgiye göre de nebi’dir. (kitap verilmen Peygamber) “Allah’ın kendisine Rahmet ve ilim” verdiği Peygamber veya Velidir.
Zahiri İlimler (Beşeri İlim) Resuller aracılığı ile -İlham ise aracısız olarak gönüle gelen Hakk Kelamıdır. Gaip Âlemleri onlara görünür olmuştur.
Allah yolunda hizmet eden Velilerine Gönül İlmini vererek onları mükâfatlandırır, Kâinatı ve bütün mevcudiyeti keşfetmesine de yardımcı olur. Çünkü onlar zamanımızın kutuplarıdırlar. “Gaip erenleridirler” onlar. İşte bu Gaip Erenlerinden bir tanesi de Hz. Hızır Aleyhissellemdir,
Zorda kalanların, darda kalanların yardımcısı Hz. Hızır a.s. dır.
(ALLAH’IN ORDULARI)
“Göklerin ve yerin orduları Tanrı’nındır. Tanrı, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir”. (Fetih suresi 7 ayet)
Hz. Hızır Göklerin (Batın) ordularının Başkomutanıdır.
ORUÇ HAKKINDA İNSAN SURESİNE BAKALIM
“Pınar fışkırırken Allah’ın iyi kulları doldurup doldurup içecekler. (6)
Çünkü onlar sözü namus bilirler. Etkisi herkesi saracak o günden korkarlar. (7)
İhtiyaç sahiplerini, öksüzü, esiri seve seve doyururlar. (8)
Şöyle derler: “biz aslında Allah’ın şanı için doyurmuş oluyoruz. Bunun için sizden ne bir karşılık ne de bir teşekür bekleriz. (9)
Çünkü Biz, o suratları asan kara günde Rabbimize vereceğimiz hesaptan korkarız. (10)
Allah’ta onları O günün dehşetinden korur ve kendilerine Mutluluk ve sevinç verir. (11) İnsan suresi...
Hz. İmam Hasan ile Hz. İmam Hüseyin’in hastalıkları sebebiyle adanan nezir orucu bu gün tutulmuştu Kur-an’ın bu ayeti bu orucun üç gün olduğunu beyan eder hadisler de öyle Ama 5 gün veya 7 gün tutanlar da vardır, sınırlama yok zorlama hiç yoktur.
Ve bizler bu Ayetlerin ışığında her şubat ayı’nın 13-14-15- günlerinde Hızır orucu tutarız. ALLAH kabul eylesin.
Hızır sözcüğü Arapça da “El Hadır El Hazır, Al Hızır” olarak geçmekte ve “Yeşillik” anlamına, bolluk bereket anlamlarına gelmektedir.
Hz. Musa onu gördüğü zaman “Deniz sahilinin yeşil bir Yaygı üzerinde” bulduğunu söylemiştir.
“Hızır ve İlyas Aleyhisselem ve Zülkarneyen” birlikte Ab-ı hayat suyunu Aramaya çıkarlar.
Hızır ile İlyas bilmeden bir kaynaktan su içerler ve Ölümsüzlük Sırrına erişirler.
O, zamandan sonra Hızır Kara da, İlyas Denizlerde, darda zorda kalanlarını yardımlarına erişirler. Sıtkı candan Medet dileyenlerin carına, Medet Mürüvvet Ya Ğızır diyenlerin yardımına erişirler.
Hz. Musa bir peygamberdir. İsrail oğulları kabilesinin peygamberidir. Nübüvvet Ehli ve Semavi Kitap Vahyedilmiş makamdadır.
Oysa Hz. Ğızır Kur-an da kullardan bir kul olarak yâd-edilir.
Öyle ise nasıl oluyor da, Nübüvvet makamında ki, bir Hakk Resulüne Mürşitlik yapmaktadır?
Tasavvufçular hz. Ğızırdan İlim öğrenmesinin nübüvvet makamını küçültmeyeceğini, aksine Hz. Musa İlminin Zahiri, Hz. Ğızırın ise Bâtıni İlim, (Ledün İlmi) olduğunu, bu İlminde okumakla elde edilemeyeceğini, Çünkü Tanrısal İlim olduğunu söylemişlerdir, bu İlminde Ehline verileceği
Beyan edilmiştir.
Uğrum Sıra giden boz atlı Ğızır,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?
Her İki âleme olmuşsun Nazır,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?
Diyen Pir sultan Abdalın da beyanında Şu ifade vardır.
Ğızır Hakk-ın dosdoğru yolunun ilmini Hak edene verendir (dolu)
Buna vesiledir, Mürşittir. Çünkü O İlahi Rahmet Sırların bilgisine sahip ve Hz. Musa Gibi Nice Beşeri İlim Sahibi kimselere Hakkiykat İlminden dolu sunmuştur, dolayısıyla Hz. Musa ya da, Mürşitlik etmiştir.
“O takva sahipleri ki; Gaybe inanırlar. Salât (Dualarını) dos-doğru yaparlar. Kendilerine Rızık olarak verdiğimizde de Allah yolunda harcarlar” (bakara suresi 3 ayet)
Gayb Nedir? Görünmeyen ve bilinmeyendir. Takva sahibi ise O, görünmeyene şeksiz şüphesiz inanmasıdır. Görünmeyeni gören kimdir?
Erenler ve Evliyalardır. Diğer bir deyimle de, Ğızır Aleyhisellem ve O mevkide olan Gaybın gizli evliyalarıdır. (Hz. İlyas gibi)
Onlar gelecekten haber veren Gaybın habercileri olan mucize (keramet) ehlidirler.
İyiliklerin ve güzelliklerin temsilcileridirler. İyilik ve güzelliklerde İnsanlara yardım edenlerdir.
O, Yüce Hakk Velilerinin ve Gaybın sırrına sahip olanların bize yardım etmeleri için de, hizmet lazımdır.
Sadakatle hizmet etmeyene de himmet edilmez O nedenle Pirim himmet eyle dendiğinde evlat hizmet et ki, Himmet bulasın der Mürşidi Kamiller, (yani zamanın Ehli Kamilleri).
O, yüce Hakk Velilerinin keşvi kerametleri ve hüsnü Himmetleri üzerimizde hazır ola Ğızır Nebi de dar günlerimizin yardımcısı olsun.
O, Hızır’dır darda zorda olanın yanında hazırdır. O, Hikmet sahibidir doğru yolda olanın Himmet karıdır.
Himmeti ve Hikmeti de ALLAH ona bahşetmiştir.
Açıldı can gözümüz gör seyranımız,
Hazreti Hızır’dır asıl seyranımız.
Kırk sekiz Cuma bizim bayramımız,
Senede gelene hacet kalmadı.
Ey Nurettin Seyfi vardır da elin,
Kimse bilmez senin esrarın halin.
Hızır verdi yeşil eliyle dolum,
Ekşi üzüme hacet kalmadı.
Seyyid Nizamoğlu.
Seyyid Nizamoğlu’nun da dediği gibi Can gözü açık olanın hurafeye, muskaya ihtiyacı yok kinden kibirden arınmış olanın seyranı Hakk Muhammed Ali ve Evladına gönül veren canların Gönülleri daim Salata ve Hakk kelamı ile dolu ise senede gelene haceti yoktur.
Hazreti Hızır’dan İçilen doludan gayrı Elle bardağa doldurulana hiç ihtiyacı yok Bizler Hakk velilerinde Aldığımız Hakkın İlmini Ğızır Elinden İçilmiş Dolu biliriz, başka da bir şey demeyiz.
İbrahim Etem Taht ve Taç sahibi bir hükümdardır. Bir gün Süslü libaslarıyla sarayında Tahtta otururken perişan kılıklı fakat bir o kadar da heybetli biri içeri girer.
Muhafızlar onun heybetinden ve azametinden ürkerler kim olduğunu sormadan içeri alırlar.
İbrahim Etem de gelenin azametinden gayrı ihtiyarı ayağa kalkar ama yine de kim olduğunu sorar, sarayıma ne cüretle girersin der.
O, da “kervansarayda misafir olmaya geldiğini” söyler.
Hükümdar sinirlenir, burasının “Saray” olduğunu söyler.
-kişi sorar; burası senden evvel kimindi kime aitti?
Babama,
Ondan önce kime aitti der?
Babasına, yani dedeme der,
Kendinizden önce başkalarının oturduğu, kendisinden sonra başkalarının oturacağı yerin Adı niye kervansaray olmasın ki, der ve Sır olur.
Hükümdar İbrahim Etem gerçeği anlar! Gelenin Hz. Hızır olduğu ve kendisin İrşada geldiğinin bilincindedir.
Ve Tacını Tahtını terk eder tüm servetinden Vaz geçer Hakk Muhammed Ali yolunda Derviş olur.
Hazreti Hızır cümlemizin Orucunu, Kurbanlarını, Lokmalarını, Bağışlarını, Cem İbadetlerini Hazreti Allah’ın dergâhında kabulüne Vesile olmuş ola, Allah, Allah, hüü.