İMAM ALİ EMİR-EL MUM-İNİN (A.S.)
- 24 Ocak 2019, Perşembe
BİRİNCİ İmam’dır İmamların Atasıdır, Hz. Peygamber soyunun Babasıdır.
SOYU...: Haşim’idir, O nedenle Haşimoğuları da, derler soyuna.
BABASI: Abdulmuttalip oğlu Ebu Talip Hazretleridir.
Hazreti İmam Ali’nin soyu, Hazreti İbrahim Halil’e ve oradan da Hazreti Âdem (a.s.) oğlu Şit (a.s.) a dayanır, bundan dolayı Güruh-u Naci soyu dedikleri de olur.
Abdulmuttalip Hazretleri ve soyu asla puta tapmamış ve Hazreti İbrahim Halil-ü-r-Rahman’ın Tek Tanrılı Din olan İslam Dini üzere Yol ve Erkan yürütmüşler.
Hazreti Muhammedi korumak için tüm varlığını Feda etmiştir,
Tehlikelerden korumuş, kol kanat germiş ve çoğu zaman yatağında yatırmıştır ve bu yüzden tüm Kureyş kabilesi son zamanlarda onun en büyük düşmanı olmuşlardır.
Kur-an-ı Kerim Buyurur ki!
“İşte bu gün Dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size Din olarak İslam’ı beğendim” (Maide 3)
Bir başka ayet buyurur ki, “İbrahim’in Hanif dinine dos- doğru uyunuz”
Hani bazı kendini bilmezler şöyle derler; Hz. Resulün Babası Amcası ve Dedesi de puta taparlardı diye.
Oysa onlar Ceddi İbrahim’in tek Tanrılı dininden gayrı İnancı tanımadılar. Zaten Emevi ve Kureyş kabileleri bu yüzden onlara düşman olmuşlar idi.
Zira onların putlarına tapmıyorlardı, akabinde onların en verimli kazanç yollarını, yani, İnsan tacirliği olan köle alıp satmayı ve kız çocuklarını canlı olarak kuma gömmelerini yasaklamışlardı.
HANİF’İN ANLAMI NE? Dersek Hanif, protesto eden, peki neyi
Protesto ediyor! Tabi ki, yanlış giden her şeyi, yani teslimiyetçi değil, dos-doğru giden anlamındadır, doğruya giden, yönelen, araştırıp doğruyu bulan öğrenen anlamlarını taşır.
Ve ilk kez Nebi Hz. İbrahim (a.s) için kullanılmıştır. Hanif sözcüğü. (O,Bir hanif Peygamber idi diye)
Ve bu gün bizlerin neden Teslimiyetçi olmadığımız daha iyi anlaşılmaktadır.
ANNESİ: yine Haşimi soyundandır, Esed’in kızıdır, Arap tarihinde
Şöyle geçer (Fatima Binti Esed) yani Esed’in kızı Fatma.
Hazreti Muhammed ona Annemden sonraki anam demiş ve Hakka Rehaletinden sonra kendi gömleğini ona sarmıştır.
Zira Hazreti Fatma Hazreti Resulü diğer çocuklarından daha çok değer vermiştir.
DOĞUM YERİ: Kâbe-i Beytullahta doğmuştur, Kâbe de doğan ilk
ve tek Veliyullah Ve hakk imam-ı-dır. (yani ilk ve tek kişidir)
Hazreti Ebu Talibin Ve Eşi Fatma’nın çocukları Epey büyüktüler ve kalabalık bir aile idi, Ama Hazreti Muhammed onların En kıymetlileri idi, Hazreti Ali henüz yoktu.
Ve Hazreti Ebu-Talip bir kervanla Yemen cihetine gitmişti. Yemen de çok sevdiği rahip dostuna gitti, dostu ona bir takım sorular sordu Haşimi soyunda yetim bir çocuğun olup olmadığını ve kimin yanında olduğunu sormuştu ona.
Ebu-Talip Hazretleri, dostunun sorduklarını doğrulamıştı,
Evet, Benim Rahmetli kardeşimin oğludur demişti, artık büyüdüğünü ve onunda ticaret işi ile uğraştığını söylemişti.
Adı’nın Muhammed olduğu ve saire bilgiler verince Rahip ona!
Ey dostum Senin küçük bir oğlun var mı? Diye sormuştu, Ebu-Talip hazretleri gülerek biz o nu unutalı yıllar oldu,
Ey dostum bu yaştan sonra artık çok geç diye de takılmıştı.
Ebu Talip Hazretlerinin Rahip dostundan duyduğu bu güzel söz ve senalardan sonra ve daha nice mucize söylemler sonrası ticaretini bitirip Medine ye döner.
Aradan geçen zaman ve gün gelip eriştiğinde Fatma Binti Esed, birçok mucize olaydan sonra, O gün Kabeyi Ziyaret etmek diler.
Ve O gün Kâbe önünde Dua ederken Aniden duvar yarılır, İlahim bir güç onu İçeri çeker duvar tekrar kapanır. Hz fatıma orada sancısız kansız ve mucizevî bir doğum gerçekleştirir.
TARİH: Miladi 21 Mart 598 hicretten 23 yıl evvel Recep ayının 13 Günlerden Cuma, bir rivayet ise Salı veya perşembe diye geçer.
VEFAT TARİHİ: Miladi, 24 Ocak 661.- hicri Tarihe göre ise Ramazan’ın- 19 Hicretin de 40 cı yılı ve daha 63 yaşında.
TÜRBESİ: IRAKIN NECEF ŞEHRİNDEDİR.
ŞEHADET şekli: Abdurrahman bin Mülcem ve dört bedbahtın birlikte ve zehirli kılıçla saldırısı sonucu alnında almış olduğu yara sonucunda yine ramazanın 21-inde Hakk ile Hakk olmuştur.
Suikast olayı yine Emevi Yöneticileri’nin bir oyunu idi ve bundan dolayıdır ki, bu gün gerçek İslam’ın yerinde Emevi Mezhep İçtihatları hüküm sürmektedir.
İmam Ali Cenabı Mürteza ve Resulallah Muhammed’in Allah’ın Emirlerini Birlikte hayata geçirdikleri gibi hüküm sürseydi eğer.
Bu gün İslam Âlemi böyle kan gölüne dönmezdi,
O gün Devir Zalimler ile nasıl zulüm ederek Hüküm sürdürmek istediler ise.
Bilinmelidir- bilmelisiniz ki bu gün, aynı Vahşetlerin yaşanır olması, yine İnsanların gerçeği bilmeyip ve öğrenmeyip, körü körüne, korku ile veya özünü üç kuruşa satılanların yüzünden masum ve mazlum halkların ezilmesi, sömürülmesi, katledilmesi, gencecik bedenlerin bir anlık İhtirasa kurban gitmesi.
Hep haris, aç gözlü yedi başlı dev misali kişilerin şehvetleri yüzündedir.
ZALİM OLUP ZULÜM İLE AHKÂM SÜREN ZİHNİYETE LAHNET OLSUN.
Hazreti İmam Ali Cenabı Mürteza’nın İlmini, faziletlerini, savaşlarını, adaletini, İslam’a faydalarını bu sohbette anlatmadık.
Eğer bizler O yüce Veliyy-ullah-ı tüm vecibeleri ile anlatmış olsaydık inanın acze düşer mat olur kalırdık.
Yinede tabii ki, eksiğimiz vardır bunu O, yüce İmamın Engin bağışlayıcı vasfına bırakıyoruz.
Hata ve kusur bizden af dilemekte bizden bağışlamak,
HAKK MUHAMMED ALİ VE EHLİ-BEYTİNDEN OLA AŞK İLE....
( V.K.)