CEM VAKFI AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ'NE (AİHM) GÖTÜRDÜĞÜ 3 DAVAYI DA KAZANMIŞTIR.

  • 12 Aralık 2016, Pazartesi

AİHM Türkiye’de Alevilerin Haklarının İhlal Edildiğine Hükmetmiştir. 

 

1995 yılında Prof. Dr. İzzettin Doğan Başkanlığında kurulan CEM VAKFI,  her zaman toplumsal barıştan yana olmuştur.

Ülkemizde, herkesin birbirine saygı ve sevgi duyduğu, inancını özgürce yaşadığı bir kardeşlik ortamının tesisi için, Prof. Dr. İzzettin Doğan, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar ve siyasi parti liderleri ile sayısız görüşmeler yapmış, sorunu dile getirmiştir.

Alevilerin, inancı gereği ibadetini yapacağı mekânlarının yani cem evlerimizin olmayışı,  şehirlere göç eden Alevilerin, özellikle gençlerimizin; inanç önderlerinden uzaklaşmasını, inancımızdan tamamen kopmasını ve farklı siyasal eğilimlere yönelmesini doğurmuştur.

Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın tek derdi vardı; o da, bu ülkede hiç kimseyi sokağa dökmeden, toplumu ayrıştırmadan, eşit yurttaşlık hakkı için gereken mücadeleyi barış ve kardeşlik duyguları ile vermekti. Ancak bu süreç içerisinde siyasilerin oy kaygısı ve İslam İnancının başka bir yorumu da olduğunu kabul etmemeleri nedeni ile siyasilerle yapılan bu görüşmelerden hiçbir sonuç alınamamıştır. Bütün bu barışçıl çabaların bir sonuç vermemesi üzerine, Prof. Dr. İzzettin Doğan başkanlığında CEM Vakfı, 2005 yılında hukuk mücadelesi başlatmıştır.

Din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması ya da müfredatın değiştirilerek bu derste bütün inançlardan bahsedilmesi; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında Alevi İslam inancının da gereği gibi yer alması talebi ile Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurulmuştur. Taleplerin reddedilmesi üzerine 2005 yılında 1905 kişi adına Cem Vakfı Hukuk Komisyonu tarafından dava açılmıştır.

İkinci davamız Başbakanlığa karşı açılmıştır. Cem Vakfı Hukuk Komisyonu tarafından, yine 2005 yılında Başbakanlığa; Alevi yurttaşların inanç özgürlüğü hakları ile ilgili olarak “Anayasanın,  kanunların ve uluslararası hukukun emredici hükümlerine aykırı hareket ettiği” gerekçesiyle bir dilekçe verilmişti. Ancak, Başbakanlığın dilekçemize verdiği cevapta; “cem evlerine ibadethane statüsünün verilmesinin hukuken mümkün olmadığı, Alevi yurttaşların ibadetlerini yerine getirebilmeleri için herhangi bir ödeneğin genel bütçeden ayrılamayacağı” tarafımıza bildirilmiş; bunun üzerine, 23 Eylül 2005 tarihinde Cem Vakfı Hukuk Komisyonu tarafından, Başbakanlığa karşı 2000 kişi adına dava açılmıştı.

Her iki dava süreci devam ederken, 2008 yılında, ‘Bedelsiz girilen ve ibadet edilen yerlerin elektrik paraları devlet tarafından ödenir’ şeklinde bir yasa kabul edildi. Ancak cem evlerinin bu yasadan yararlandırılmadığının görülmesi üzerine 3. davamız da açılmış oldu.

2005 yılında başlayan Cem Vakfı hukuk mücadelesinde, iç hukuk yollarının bitmesi sonucu 3 dava da AİHM’e götürüldü. AİHM 3 davada da CEM Vakfı’nı haklı buldu ve davaların üçü de kazanıldı.

AİHM, Türkiye'nin ‘eğitim hakkı’na dair Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerini ihlal ettiğine; “Cem Evleri İbadethanedir” diyerek, Alevilerin hak ihlaline uğradığına hükmetmiştir.

2015 yılı 3 Haziran tarihinde Strazburg’da Başbakanlığa karşı açılan davanın duruşmasında Prof. Dr. İzzettin Doğan: ‘Türkiye’de herkes, her şey vardır; ancak Aleviler yoktur!!! Anadolu’da 800-900 yıl önce yapılmış cem evi mevcuttur.  Oysaki hükümet adına savunmasını yapan avukat ‘’Biz Alevilerin haklarını karşılarsak, diğer inanç grupları da aynı taleple gelir’’ diyor. Siz bu talepleri cebinizden mi karşılıyorsunuz Sayın Avukat? Devlet bizim de devletimiz; hükümet bizim de hükümetimiz’ diyerek savunma yaptığı dava, 26 Nisan 2016 tarihinde sonuçlanmıştır. AİHM Alevilerin haklarının gasp edildiğine hükmetmiştir.