ALEVİ İNANCINDA HIZIR ve HIZIR ORUCU

  • 01 Şubat 2019, Cuma

Tarihlere göre karşımıza eski ismi ile “ El-Hadır veya El-Hıdır” olarak çıkıyor. Bu isimler Türkçe’de “”Yeşil, dal veya yeşilliği çok olan yer”” anlamına geliyor. Hızır’a niye böyle bir lakap verildiğini tarihler şöyle açıklıyor:

Gezdiği ve gittiği bolluk bereket getiren, oturduğu yer kuru da olsa altında otların yeşerdiği, inanarak çağrılınca herkesi tüm sıkıntılardan kurtardığı inancı toplumda yer ettiği için böyle inanılır.

Hz. Hızır’ın varlığı toplum üzerinde ciddi inançsal etki yaratmış, farklı kimliklerde, sıfatlarda içlerinde olduğu kanıtsanarak Hızır ayı geldiğinde oruçlar tutulup lokmalarını pişirip cemlerini yaparak kutsallığını yad ederler.

Birçok kaynaklarda Hz. Hızır’ın yaşadığı devir hakkında değişik fikirler vardır.  Hz. Hızır’ın Hz. İbrahim zamanında onunla yaşadığını da öne sürüyorlar. Önemli olanı da Hz. Hızır’ın Musa Peygamber gibi birisine, Allah’ın verdiği, kullara gizli olan bir ilahi ilmi öğretmekle vazifeli olmasıdır.

Hatta çok eskiden bilim adamları, Hz. Hızır’ı simgesel olarak ilk çağda olduğu gibi bitki tanrısı olarak görmek istemişler.

Hz. Hızır’ı daha iyi anlamak için Kur-an Kerim’in Kehf süresinin 83. Ayetinden 98. Ayetine kadar okumak lazım. Ve hatta yine Kur-an’ı Kerim’in Kehf süresi 60- 83 ve İnsan süresi 1 ile 9 arası ayetlerde Hz. Hızır ve Hz. Musa arasında geçen kıssası da okuyup oradan nasıl bir sonuç çıkarmamız gerektiğinin farkına varmak lazım.

Hz. Hızır’ı batini ilimde bilmek lazım, nedir bu; iki denizin birleştiği yer, yani “Mecma-ül Bahreyn” den maksat ve anlamı: Zahiri ilim denizi olan, Hz. Musa ile batini ilim denizi olan, Hz. Hızır’ın birleşmesidir. Bu anlamda olan hakkın ilahi ve manevi gücüne, Aleviler şüphesiz inanırlar.  İç Anadolu’dan doğuya Aleviler yaşamış oldukları sıkıntılı kış günlerinde, kar ve fırtınaların yoğun olduğu 12. 1. Ve 2. Ayın ortalarına kadar bütün ibadetlerinde özellikle Hz. Hızır’ı yardıma çağırırlar. Allah’ın bütün sırlarına vakıf olmasıyla ve ölümsüzlüğü ile de “VELİ”dir.

Yalnız veliler tek olan bütünün tüm sırlarına sahiptirler. İşte onlar Hakk’ın cemalinin aynasıdırlar. Bizim inancımızda, Hz. Hızır Nebi, Allah’ın kendini evrende insan sıfatında yansımasıdır.  Çünkü insanların gönlünde öğle bir makam kurmuş ki, Allah’ın bütün vasıflarının ondan tekmil olduğuna bütün insanlar inanıyor. Hızır Nebi gittiği her yere sağlık, bollu ve bereket götürür. Aslında şunu düşünmemiz lazım biz bunları bir kul’dan mı yoksa Hakk’tan mı istiyoruz. Kul’u vesile kılıp Hakk’tan istiyoruz vasfına ulaşmamız lazım.

Hz. Hızır’ın ölmez (abu-hayat) suyunu içmesi insanların O’nun kudret sahibi olduğuna inandıkları için hep dualarında “Hızır yardımcımız ola, yetiş ya Boz atlı Hızır” sıkça telafuz edilir. Çünkü kar, fırtına, tipi gibi durumlarda yolların kapanması çaresiz kaldıklarında hep bu dualarla Hızır’ı çağırıp kurtulduklarına çoğu kez rastlanmıştır. Bu manevi kuvvete ve Hz. Hızır’ın yardımına inanan Aleviler, bugün ki zamana bakarak yöresel bölgelerde 1. Ayın (Ocak) 14’ünden 2. Ayın (Şubat) 17’sine kadar üç gün oruç tutarlar, üç günün sonunda da lokmalarını pişirip cem evinde cemlerini yapıp lokmalarını paylaşırlar. Bazı yörelerde bu 5 gün, bazı yörelerde ise 7 gün tutulduğu bilinmektedir. “”Yetiş ya boz atlı Hızır, dar günüm geldi. Hz. Ali yardımcımız, boz atlı Hızır kılavuzumuz olsun.””  Diye de duamız dilimizden eksik olmaz.

Alevilikte ki Hızır orucu inanış ise genelde İmam Hasan ve İmam Hüseyin’in hastalanmalarından dolayı Peygamber efendimiz üç gün oruç tutmalarını diler Hz. Ali ve Hz. Fatıma’dan. Hz. Ali ve Hz. Fatıma üç gün boyunca oruç tutarlar ve üç gün boyunca her oruç açma saatlerinde kapılarına biri gelir yiyecek ister, her seferinde lokmalarını gelene verirler kendileri de su ile oruçlarını dua ederek açarlar ve üç gün sonunda İmam Hasan ve İmam Hüseyin’in iyileştiğini görürler. Çocuklarını iyileştiği gören Hz. Ali ve Hz. Fatıma durumu Peygamberimize anlatırlar ama üç gün boyunca bir şey yemediklerini söylerler, yiyeceklerini de hergün kapılarına gelen birine verdiklerini söylerler. Peygamber efendimiz de o gelen kişinin Hızır olduğunu söyler. İşte bu inanışla Hz. Hızır’ın evlere bereket, bolluk ve şifa getirdiğine inanılarak oruç tutulur.

 Hakk tuttuğunuz oruçları kabul ve makbul etsin. Ali baş, Hızır her daim yoldaşınız olsun.

 

 

 

S. Gazi Karababa